$type=slider$cate=5$meta=0$cate=4$show=home$rm=0

“Çile'nin Antropolojisi: Bir Anı, Bir Gözlem ve Bir Tahlil Girişimi[*]

“Kendi kendimize acımak en büyük düşmanımızdır; ona boyun eğersek, bu dünyada asla akıllıca bir şey yapamayız.” [1] 1970’lerin...

“Kendi kendimize acımak
en büyük düşmanımızdır;
ona boyun eğersek,
bu dünyada asla
akıllıca bir şey yapamayız.”[1]

1970’lerin ikinci yarısı… 20’li yaşların başlarındaydım.
Devrimci bir yayınevinde çalışıyorum. Yayınladığımız kitapların dağıtımını biz yapıyoruz. Bu nedenle de, elimde bir bavul kitap, kentten kente dolaşıyorum.
Böyle bir yolculuğun sonunda, Eskişehir’den İstanbul’a dönmek üzere, trene bindim. Tatvan ekspresi… Bir haftadır yoldalar. Kondüktörün beni yönlendirdiği kadınlar kompartmanında bu nedenle muhabbet iyice almış yürümüş… Yolluk dolmalar, köfteler, çökelek birbirine ikram edilmiş, 8-10 kadın adeta akraba olmuşlar birbirlerine. Hepsi orta yaş üzeri. Farklı kentlerden binmişler trene. Kimi Tatvan’dan beri yolda, kimi Antep’te binmiş, kimi Adana’da. 2-3 tanesi Kürt…
İçeri girdiğimde kesif bir turşu kokusu karşıladı beni önce. Sonra da kuşku dolu 8-10 çift göz. Malûm, “anarşikler”in ortada kol gezdiği günler…
Ancak nihayetinde ekmek parası için yollara düşmüş bir tecrübesiz taze olduğuma hükmedip, fazla ciddiye almamaya karar verdiler. Enikonu koyulttukları sohbeti sürdürdüler.
O Eskişehir-İstanbul arası 10-11 saatlik yolculuk (Tatvan Ekspresini bilen bilir, yol bitmek bilmezdi…), böylelikle ilk “katılımcı gözlem” deneyimim olacaktı. Tabii bunca yıl antropolojiyle haşır neşir olduktan sonra söylüyorum bunu…
Sohbetin kulak misafiri olduğum ilk bölümünde hastalıklar yatırıldı masaya. Tanrım, ne dertli Anadolu kadınlarıydı - “butları” ağrıyan, midesi ekşiyen, başı sürekli ağrıyan, “yel giren”, eli-kolu tutmayan, ihtilaçlar geçiren… Hastalıklarını yarıştırıyorlardı adeta: “seninki de bir şey mi…” Ve etkili-etkisiz tedavi yöntemleri: kimi hastaneye gitmişti, kimi ocağa. Kimi ilaç alıyordu, kimi nefesi kuvvetli bir hocaya okuyup üfletiyordu kendini, kimi muska yazdırmıştı. Birbirlerine doktor-hoca tavsiye ediyorlardı: Şu doktor beş para etmez, şu devlet hastanesinde şu doktor “şıpın işi” hâlledivermişti sıkıntıyı; şu hocanın nefesi kuvvetliydi; şu ocağa gittiğinde derdinden eser kalmamıştı… Ceplerinden avuç avuç ilaç çıkarıp birbirine ikram etmeler…
Ardından oğullardan, gelinlerden açıldı söz. Tesadüf bu ya, hepsinin oğlu evlenmeden önce ana kuzusuyken, evlendikten sonra, o gelin olacak adı batasıcanın kulu-kölesi oluvermişti. Büyü mü yaptırıyordu ne? Birinin oğlu hastalandığında yanına uğramamış, berikininki evden atmıştı. Bir başkasınınki parasına el koyuyor, bir diğerininki üç kuruşu kenara koymak bir yana, elde avuçta ne varsa har vurup harman savuruyordu… Hele ki gelinler: dedikodu onlarda, israf onlarda, süslenip püslenme onlarda, çoluğu çocuğu ihmal-perişan etme onlarda; biri bütün gün konu-komşu gezer, öbürünün evini pislik götürür, bir başkası kocasının önüne makarnadan başka şey koymaz… Bütün gelinler bu kadar mı kötü, bütün oğullar bu kadar mı “karımköylü” olur?
Ve üçüncü başlık: Hacca nasıl gidildi? İstisnasız her birinin bir gece rüyasına ak saçlı bir pir-i fani girmiş, bu farzı hatırlatmıştı. İşin ilginç yanı, rüyalar da standarttı: kadıncağız yemyeşil çayırların arasında gezinirken birden gökyüzü açılmış, iki-üç küçük çocuğun serdiği seccadenin üzerinde görünmüştü pir-i fanî… Belki inanmayacaksınız ama, her biri böyle bir rüyanın üzerine hac farizasını yerine getirmiş, sonradan dertlerinden kurtulduğunu duyumsamış, içi bir hayli hafiflemişti!
O gün ne kadarını sezinlediğimi anımsamıyorum, ama öykülerin adeta tek kalıptan çıkmışlığının bu coğrafyanın kadınlarına dair ortak kültürel bir örüntüye işaret ettiği aşikar. Dahası kadınlar, araştırmacının şansına, söyleşilerinde sundukları verilerle, son derece elverişli bir analiz çerçevesini kendiliğinden açığa çıkartmışlardı. Bu anlatıların tahliline, bu nedenle, kadınların izledikleri sıralamayı bozmadan girişmek, yararlı olacak.
O zaman, “hastalıklar” bahsinden başlayalım.
Sağlık antropolojisi (ya da tıbbî antropoloji), farklı toplumların hastalık ve sağlığa ilişkin tutum ve pratikleri açısından büyük bir farklılık gösterdiği saptamasından hareketle bize, hastalıkların yalnızca tıbbın konusu olmadığını anlatır. Bir başka deyişle, hastalık ve sağlığa ilişkin fikir ve pratiklerin kültürel bağlamıyla ilgilidir. Hastalığın kültürel özneler tarafından nasıl algılandığından, hangi nedenlere dayandırıldığından, “sağlıklı durum”un ne ve nasıl olması gerektiğine, sağaltım sistem ve yöntemlerine dek bir dizi konuyu kültürle bağlantıları açısından inceler.
Şu hâlde, tıbbın kalıplarının dışına çıkmak pahasına - çünkü aktardığım vakada hastalıklar bahsinin tıptan çok antropolojinin konusu olduğunu düşünüyorum- bu coğrafyada özellikle kırsalda kadınların yaşamlarını damgalayan kavramın “çile” olduğunu rahatlıkla öne sürebiliriz. Okulsuz, baba-ağabey sopası altında geçen bir çocukluk ve ilkgençliğin ardından, çocuk denilecek yaşta evlendirilme… Kadınlık ve erkekliğe dair en küçük bir fikri olmadan… Cinselliği bir korku filmi gibi yaşama… Birbiri ardına doğan çocuklar… Sonu gelmeyen ev işleri, tarla-tapanın, hayvanların yükü… vb. vb…
Üstelik bu basıncın -meşru kabul edilen yollarla- dışa vurabileceği kanallar, son derece sınırlıdır. Ocaklar- nefesi güçlü hocalar ve Cumhuriyet tarihinin başlangıcında itirazlarla karşılanmış olsa da[2]okur-yazarlık düzeyinin, özellikle de erkek okur-yazarlığının artması ve modernleşme aygıtlarının kırsala nüfuz edişinin hızlanmasıyla meşruluk kazanan profesyonel tıp hizmetleri, bu kanalların en önemlilerinden birini oluşturur. Yaşamın yükünü omuzlayan kadınlar, neredeyse topyekûn hastadırlar; bu hastalıkların hatırı sayılır bir bölümü psiko-somatik de olsa... Ne olursa olsun, doktorun (ya da hocanın) karşısına çıkmak, on dakikalığına olsun, onun dikkatine mazhar olmak, ilgi odağına yerleşmek, yakınmalarla hane halkını etrafına pervane etmek, genellikle kayıtsız kocanın hâl-hatır sorularıyla taltif olmak, evin yükünü bir nebze olsun diğerlerinin üzerine yıkmak… Yaşamı daha çekilebilir kılmanın, bir kişi olduğunu, önemsendiğini hissetmenin az sayıdaki olanaklarından birini sunmaktadır.
İşin bir veçhesi bu; ikincisi ise, kadınların hastalıklarını, dertlerini yarıştırmaları... Evet, bu ülkede - ve bu coğrafyada- kadınlığın makbul hâlleri, ne kadar çok okudukları, ne kadar çok bildikleri, ne kadar çok gezip dolaştıkları, ne kadar çok eğlendikleri, ne bileyim, ne kadar güzel şarkı söyledikleri ya da ne görkemli resim-heykeller yaptıkları ile değil, ne kadar çok çektikleriyle ölçülür. Evlerini ne kadar temiz tuttukları, ne kadar tutumlu oldukları, kaç çocuk doğurup onları ne fedakârlıklarla büyüttükleri, koca dayağı, kaynana çenesi karşısında nasıl susup sabır ettikleri, ne kadar yoruldukları, ne kadar tükendikleri… Adeta dinsel bir coşkuyla yarıştırılır çileler… Hasta olmak, dermansız olmak, bu grotesk “kurbanlık” yarışmasında bir derece sahibi olmanın bir yoludur. “İnsafsız” bir dünyanın tek sıcak tesellisidir kendine acıma duygusu.
Gelelim oğullar-gelinler konusuna…
Pek çok kültürde kadınların yaşamı (üçlü tanrıça imgesinde simgelenen) üç evreye ayırt edilmektedir: bakire/genç kız, (evli ve/veya çocuklu) kadın, kocakarı. Çoğu toplumda bu sınırlar aynı dönemece denk düşmese de: örneğin Gana Ashantileri bakire ile kadın arasındaki sınırı cinsel ilişkiye girme ya da çocuk doğurmaya değil, kadın sünneti üzerine yerleştirirler. Klitorisi kesilmemiş bir kadın, çocuk sahibi olsa da “anne” sayılmazken, tüm sünnetli kadınlar, çocuk olsun-olmasın, “anne” addedilmektedir. Ya da kadîm Yunan’da “Bakire”, cinsel ilişki yaşamamış değil, evli-olmayan kadınları tanımlamaktadır… Bu evreler farklı özelliklerle karakterize olmaktadır: Bakire/genç kızlık evresi muğlaklık, ikircimle yüklüdür. Evli/çocuklu kadın cinsel olarak özgülleşmiş ve (özellikle atayanlı toplumlarda) bedeninin denetim altında tutulması gerektiği bir evreye tekabül etmektedir.[3]
Ancak, kültürlerin hemen hepsinde, özellikle de ataerkil olanlarda, kadının göreli en rahatladığı, en fazla saygı gördüğü, en büyük prestije sahip olduğu evre, post-menstrüal “kocakarılık” evresidir. Artık bir cinsel risk içermediği için kadının üzerindeki baskı ve denetim hafifler. Polijininin (çokkocalılık) yürürlükte olduğu toplumlarda, üzerine gelen genç kumaların burukluğunu telafi etmek üzere başköşeye oturtulur, kızlarından, gelinlerinden, (varsa) kendisinden genç kumalardan oluşan “maiyetine” hükmederek hanenin işlerini çekip çevirir. Erkekler meclisine karışır, kamusal işlerle ilgilenir… Hayattan “intikam” vakti gelmiştir: yorgun-kırgın bedeninin acısını çıkarmak, o güne dek içine gömüldüğü suskunluk kozasını delmek üzere harekete geçme vaktidir artık.
Bu günlere eriştiğinde en önemli müttefikin, yetişkin yaşa getirdiği, üzerinden güç ve yetke devşireceği oğlu olması beklentisi yaygındır. Kız evlat nihayetinde yuvadan uçacak, başka bir aileye gelin gidecektir; o andan itibaren kocasının ve kocasının ailesinin hükmü altındadır. Zaten anasının yanında durmaya niyetlense de cirmi kadar yer yakmaz mı?
Oysa erkek evlat büyümüş, güçlenmiş, ekmeğini eline almış, yetişkinler dünyasında yerini tutmuştur. Kocamış (ve Türkiye standartlarına göre büyük olasılıkla dul kalmış) anasını kayırması, onu kollayıp gözetmesi, tercihan yanına alıp karısına hizmet ettirmesi gereken odur. Yaşlı kadının eza-cefa içinde ezilmiş yüreği, ancak bir başka kadının, psikanalizlere layık bağlarla ve beklentilerle bağlı olduğu oğlunu elinden almış genç gelininin ezildiğini görmekle serinleyecektir.
Ama genellikle evdeki pazar çarşıya uymaz… Ya da gelin hiçbir zaman yaşlanmış kaynananın kendisinden beklediği uysallık, itaatkârlık, çilekeşlik ölçüsünü tutturamayacak, oğul karısına hiçbir zaman anasının beklediği kadar zalim davranamayacaktır... Çünkü bu beklentilerin genellikle sınırı yoktur!
Bir başka deyişle, hayattan birikmiş alacaklarını tümüyle tahsil etmek, nasip olmayacaktır yaşlı kadınlara…
O zaman ne yapmalı?
O zaman dinin sağlayabileceği kutsanmışlığın avuntusuna sığınmak, en uygun çözüm gibi gözükmektedir. Örneğin hacca gitmek… Araştırmalar, özellikle modernleşme bağlamında, kadınların “geleneksel” ibadetlerin savunuculuğunu üstlenmede daha gayretkeş olduğunu gösteriyor. Zira modernleşme kadınlara dinsel yaşama katılmanın yeni olanaklarını sağlamıştır[4] (Sered 1992). [Elimizdeki vakada haç organizasyonları, ulaşım olanakları vb.] Dahası, genç bir kadın rüyasında çağrılsa dahi, kendi başına hacca gitme kararı alması olanaklı değildir. Oysa yaşlı kadın oğlu-erkek torunu vb. üzerindeki yetkesini kullanarak bunu yapabilecek ve “hacı”lığın kendisine sağladığı statüyle telafi edebilecektir çektiği acıları.
* * *
Evet, “çile”lidir bu coğrafyada kadınların yaşamı. Ve kültür (ya da ataerki mi demeli?) onlara “çile”yle baş edebilecekleri, kendilerine dayatılan toplumsal cinsiyet rollerinin sınırlamalarına “itiraz” edebilecekleri, üç tanesini burada gördüğümüz (hastalıklar, aile içi iktidar oyunları ve din) kimi kanallar sağlar.
Hiçbir zaman karşılığını bulmayacak, ataerkinin kadına biçtiği toplumsal cinsiyet rollerinin dönüşmesini sağlamayacak, ona özgür ve eşit bir “insan” olduğunu duyumsatmayacak “itiraz” kanalları… İşlerin süregeldiği gibi gitmesini sağlayacak, madûnluğun kısır döngüsünü sürekli çevirmekten başka bir işe yaramayan teselli çarkları… Açtığı yaraları, pansumanını yaparken büyüten bir tedavi…
O gün aynı kompartmanda yolculuk ettiğim kadınların ne olduğunu bilmiyorum. Umalım ve dileyelim ki hayat, kızları, gelinleri ve torunlarına, hastalıklarını, acılarını yarıştırmaktan, oğullarına, gelinlerine yaşamı zehir etmekten ve hacca gitmekten daha sonuç alıcı çözümler sunmuş olsun…

4 Nisan 2013 09:48:05, Ankara.

N O T L A R
[*] SES’li Kadınlar, No:2, Mayıs 2013.
[1] Helen Keller.
[2] Altındal bir frengi salgını dolayısıyla genel sağlık taramasının ilk Meclis’te tartışıldığı sırada Bolu milletvekili Tunalı Hilmi Bey’in şu sözlerini aktarmaktadır: “Nüfus sayımı sırasında karısını alnından vurup öldürdükten sonra, ‘bana ne kaldı, adam, al senin olsun’ diyenler oldu.” [Aytunç Altındal (1980) Türkiye’de Kadın, Marksist Bir Yaklaşım. İstanbul, Havass Yayınları, 3. baskı.]
[3] Kristine Hastrup (1978). “The semantics of biology: Virginity.” S. Ardener, (der.) Defining females: the nature of women in society. New York, Wiley, 1978., ss.49-65.
[4] Susan Starr Sered (1992). “Women, Religion and Modernization. Tradition and Transformation among Elderly Jews in Israel.”American Anthropologist, 92/2, ss.306-318.

Yorum Ekle

BLOGGER

|/fa-clock-o/ Başlıklar$type=list-tab$c=5$date=1$au=0$page=1$sn=1

/fa-star-o/ Öne Cıkanlar$type=list-tab

/fa-comments/ Yorumlar$type=list-tab$com=0$c=5$src=recent-comments$pages=1

/fa-history/ Arşivden $type=list-tab$source=random-posts$author=0$c=5

/fa-users/ TAKIP ET

Ad

“HOŞGÖRÜDEN EŞİTLİĞE: TÜRKLERLE ERMENİLER ARASINDAKİ GÜÇ İLİŞKİLERİNİ BİR SİVİL HAKLAR MODELİ ARACILIĞIYLA DEĞİŞTİRMEK,1,“KOBANÊ’NİN ‘BİZ’İMLE NE ALÂKÂSI VAR?,1,“NEFRET SUÇLARI” VE “ZEHİRLİ KAN” ÜZERİNE,1,1 MAYIS 2015’DE İSTİKAMET(İMİZ) -2014’TE OLDUĞU GİBİ!- TAKSİM,1,1 MAYIS 2016 DERS(LER)İ,1,1 MAYIS’A GİDERKEN: AKP KADINLAR İÇİN NE YAPTI,1,1 mayis,14,100. YAŞINDA EKİM DEVRİMİ’NİN ANIMSATTIKLARI,1,100’E 1 KALA ERMENİ GERÇEĞİNİN TOPOĞRAFYASI,1,12 eylul,4,12 EYLÜL 2010 SONRASI,1,12 EYLÜL KİME KARŞIYDI?,1,12 EYLÜL YARGILANDI… MI?,1,12 EYLÜL’Ü YARGILAMAK...,1,1915- HRANT VE ADALET,1,1968’İN 50. YILINDA SARI YELEKLİLER,1,2013,1,2014,1,2014 İÇİN 2013’ÜN 1 MAYIS DERSLERİ,1,2015,1,2015 1 MAYIS’INDAN 2016’YA YİNE YENİDEN ISRARLA TAKSİM,1,2016,1,2018,1,2019: YERKÜREDE VE COĞRAFYAMIZDA İŞÇİ SINIFI(MIZ),1,23 NİSAN BİTTİ ‘KUTLU DOĞUM’ VERELİM,1,24 HAZİRAN SEÇİM(LER)İ VE TAVIR(IMIZ),1,7 HAZİRAN 2015 SEÇİMLERİ’NE DAİR -GEREKÇELİ- TAVRIMIZ,1,7 HAZİRAN’DAN 1 KASIM’A HDP NOTLARI,1,8 mart,3,A-UTOPYA’YA UNUTULMAZ BİR YOLCULUK,1,ABD EMPERYALİZMİ VE VENEZÜELLA 2019,1,AÇIK SÖZLÜ OLMAK İYİDİR (7 HAZİRAN SONRASINA DAİR DEĞERLENDİRME),1,ADALET: ANTROPOLOJİK BİR BAKIŞ,1,afis,1,AFRİN (VE SURİYE’N)İN ÖTESİDİR,1,AFRİN (VE SURİYE),1,AKADEMİNİN ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN,1,akademisyen,2,AKADEMİSYEN SORUMLULUĞU,1,AKLIMIZDA TAŞIYORUZ SİZLERİ,1,akp,36,AKP İKTİDARI VE GÜNDELİK HAYATIN İSLÂMİLEŞTİRİLMESİ,1,AKP İSLÂM FAŞİZM ve KADINLAR,1,akp.kriz,1,AKP’NİN ‘KÜLTÜR POLİTİKALARI’?,1,AKP’NİN “DERİN DEVLET”İ,1,AKP’NİN “KINDER KUCHE KIRCHE”Sİ,1,AKP’NİN “MUHAFAZAKÂR”LIĞI NEYE DENK DÜŞER,1,AKP’NİN “ORGANİK AYDINLARI” VE HAZİRAN KALKIŞMASI,1,AKP’NİN BAŞKAN”LIĞI,1,AKP’NİN EĞİTİM SİSTEMİ Mİ DEDİNİZ,1,AKP’NİN EĞİTİM SİSTEMİ: MİLLİYETÇİ MANEVİYATÇI VE PİYASACI,1,AKP’NİN EĞİTİM SİSTEMİYLE İMTİHANI,1,AKP’NİN KADINLARA KARŞI SAVAŞI: MADAM GİBİ ÖLMEK,1,AKP’NİN MUHAFAZAKÂRLIĞI İSLÂMCILIĞI NEOLİBERALİZMİ VE KADINLAR,1,aktuel,4,aktüel,2,ALEVÎLİK VE SINIF MÜCADELESİ: KÜLTÜR VE EKONOMİ POLİTİK,1,aleviler,1,amerika,1,ANADOLU’NUN “YA BASTA”SI,1,antropoloji,10,ANTROPOLOJİ: NASIL VE NİÇİN,1,arkeoloji,1,ARSIV,1,ATAERKİ” ÜZERİNE,1,ATAERKİL PAZARLIK BOZULDU,1,AVM’LER,1,AVRUPA BİRLİĞİ: ÇOKKÜLTÜRCÜLÜĞÜN “KRİZİ”,1,aydinlar,9,aydinlar devrimciler,27,AYŞE ÖĞRETMEN “DAVA”SININ ANIMSATTIĞI,1,Barış Bildirimi metni,1,baris,7,basin,3,BAŞKALDIRIDIR MİZAH YA DA HİÇ!,1,BE ZİMAN JÎYAN NA BE,1,BEJDAR’IN TUTSAK ALINAMAYAN ŞİİRLERİ,1,BEKLE BİZİ -YENİDEN- TAKSİM,1,BELLEKLE GELECEĞİN KARŞILAŞMASI,1,bilim,3,BİR “ELEŞTİRİ”YE KISA KENAR NOTLARI,1,BİR “İMKÂNSIZ AŞK” HİKÂYESİ: “AKADEMİ VE ÖZGÜRLÜK,1,BİR “PRAKSİS ANTROPOLOJİSİ” İÇİN,1,BİR AYDIN(LIK) HÂLİ FİKRET BAŞKAYA,1,BİR DAHA ASLA DİYEBİLMEK İÇİN: GÖZALTINDA KAYIPLAR,1,BİR İKTİDAR (YENİDEN-)ÜRETME ARACI OLARAK MOBBİNG[*],1,BİR İKTİDAR ARACI OLARAK KORKU,1,BİR KEZ DAHA “TERÖR” MÜ,1,BİR KİMLİK SİYASETİ OLARAK MİLLİYETÇİLİK VE IRKÇILIK,1,BİR MİLAT: REFERANDUM VE SONRASI,1,BİYOLOJİ KADER Mİ? ya da “FITRAT”A DAİR,1,BİZİM DELİLERİMİZ,1,BM DB VE IMF’NIN DILINDE KADIN YOKSULLUĞU,1,bölge,3,BU 12 EYLÜL REJİMİ… BURADAN ÇIKIŞ YOK,1,BU NE ŞİDDET BU CELÂL? (YA DA “GULYABANİ” KİM),1,BUGÜN ADNAN YÜCEL KONUŞACAĞIZ,1,CELLATLARIN DÖKTÜKLERİ KAN,1,cevre,12,CHARLIE HEBDO’YA SALDIRI TE’VİLLERİ VE TAVRIMIZ,1,chd,1,cinayetler,12,CUJUS REGIO EJUS RELIGIO,1,CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ VEYA BU KADAR YETKİYİ BABANIZA VERİR MİYDİNİZ,1,Çile'nin Antropolojisi: Bir Anı Bir Gözlem ve Bir Tahlil Girişimi,1,ÇOCUKLAR ÖLMESİN DEMEK TERÖR SUÇU MU,1,ÇOCUKLARININ ETİYLE BESLENEN ÜLKE,1,ÇÖZÜMÜN SOSYO-EKONOMİK YANI,1,DAĞLAR ERİRSE – ZEVEBÂN,1,DAİMA YAŞAYACAKTIR İSMİYLE MÜSEMMA YAŞAR KEMAL,1,DARBE GİRİŞİMİ VE SONRASI,1,dava,13,davalar,1,DELİ DUMRUL’UN “KENTSEL DÖNÜŞÜM”Ü ya da YOLSUZLUK RANTIN İKİZ KARDEŞİDİR,1,DEMİRİN TUNCUNA İNSANIN...,1,demokrasi,1,DEMOKRATİKLEŞ-ME PAKETİ,1,dersim,2,devlet,12,DEVLETİN ERKEKLERİ YA DA KADINA ŞİDDET NASIL ÖNLENMEZ,1,DEVLETİN KÜRTAJI: ROBOSKÎ,1,DEVLETLÛLAR,1,devrim,8,DİĞERLERİ VE KENT HAKLARI…[*],1,dinler,7,DİNLER İSLÂM VE KADIN BEDENİ,1,dinleti,1,DİRENEN DAMAR[*] ÇÜRÜMEYEN,1,direnis,3,dunya,5,dünya,53,düsünce özgürlügü,2,EGEMENLERİN “PYRRHUS ZAFERİ”: F-TİPİ,1,egitim,11,EKİM DEVRİMİ SOSYALİZM KADINLARIN KURTULUŞU,1,ekoloji,10,ekonomi,7,elestiri,1,ELEŞTİRİ HAYATTIR; YAŞATIR,1,emek,15,emekciler,3,EMEKÇİLER İŞSİZLER YOKSULLAR NEREDE,1,emperyalizm,7,EMPERYALİZM- T. “C” VE AFRİN,1,enternasyonalizm,1,ENTERNASYONALİZM ÜZERİNE NOTLAR,1,ERCAN BİNAY’DAN (BAFRA T TİPİ) MEKTUP VAR: ABDULLAH KALAY’A ÖZGÜRLÜK,1,ermeniler,4,ESKİ(MEYEN)/ YENİ TÜRKİYE”DE BARIŞ (MI),1,etnoloji,2,EVET ÇIKSA DA “HAYIR”,1,EVLAT YOLDAŞ,1,fasizm,6,FAŞİZM VE KADINLAR,1,felsefe,1,feminist,1,FİDEL İÇİN SANCAĞI YARIYA İNDİRMEYİN DAHA DA YÜKSELTİN,1,FRIEDRICH ENGELS VE AİLENİN,1,genclik,2,GERÇEKTEN DE NEDİR TERÖR,1,GÖBEKLİTEPE BİZE NEYİ ANLATIYOR,1,güncel,3,gündem,11,GÜNDEM’E DÜNE VE BUGÜNE DAİR,1,HAFIZASINI YİTİRMEYEN “DERSİM’E AĞIT,1,hakkinda,1,HÂL ÜLKEYİ KUTUPLAŞTIRIYOR,1,HÂL VE GİDİŞ(İMİZ),1,HANGİMİZ ÖZGÜRÜZ Kİ,1,hareketler,1,Hasta Tutsak Abdullah Kalay 2. Heyet Raporuna Rağmen Tahliye Edilmiyor!‏‏,1,HAVADIR SUDUR ATEŞTİR YANİ HAYATTIR GRUP YORUM,1,HER GÜN DÖRT İŞÇİ BEŞ KADIN,1,HER KÖYDE BİR “KÖPEK” VARDIR,1,HİÇLEŞTİRİLME KAYGISINDAN ÖFKEYE SARI YELEKLİLER,1,HRANT,1,hrant dink,4,hrant dink'in katline 2015 perspektifinden bakmak,1,hukuk adalet,31,IŞILTILI VE “TEHLİKELİ” BİR KADIN: SUAT DERVİŞ,1,IŞİD VE İSLÂMCI “FEMİNİSTLER”,1,ibrahim kaypakkaya,1,İFADE ÖZGÜR(LÜĞÜ) MÜ,1,İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ VAZGEÇİLEMEZ ÖNCELİKLİ DEĞERDİR,1,iktidar,10,iletisim,2,inanc,7,insan haklari,1,isci-sendika,11,islam,14,islam.ortadogu,1,İSLÂMCI-MUHAFAZAKÂRIN ZİHİN HARİTASINDA BİR GEZİNTİ: “NASIL BİR KADIN(LIK),1,İSTANBUL SEÇİMİ - BİR DEĞERLENDİRME,1,isyan,15,İŞÇİ SINIFI 2017 1 MAYIS(’IMIZ) VE KATLİAMIN 40. YILINDA TAKSİM,1,İŞÇİ SINIFININ KADINLAŞMASI,1,İTİRAZ VE ELEŞTİRİ “HAZIROL”DA DURMAZ,1,İYİ Kİ YAŞADILAR İYİ Kİ YAZDILAR,1,KADIN(LAR) VE DEVRİM(LER),1,KADINLAR KAPİTALİZM FAŞİZM VE AKP,1,KADINLAR GERÇEKTEN DE “SINIFLAR-ÜSTÜ” MÜ,1,KADINLAR İÇİN OLABİLECEK EN KÖTÜ ALAŞIMIN ORTASINDAYIZ,1,KADINLARA KENTLERE GECELERE DAİR,1,KADINLARIN KURTULUŞU: MARKSİZM’SİZ OLUR MU,1,kadin,55,kadinlar,11,KALBİM(İZ) CİZRE’DEDİR,1,kapitalizm,19,KAPİTALİZM KÜLTÜR DİRENİŞ,1,KAPİTALİZMİN KENDİNİ İMHASI: NEOLİBERALİZM,1,kart,1,katlamlar,1,katliamlar,7,KELLE FIYATINA HÜRRIYET ESIRLIK BEDAVA,1,KENTİ (YOKSULLARINDAN) TEMİZLEMEK,1,KEŞFEDİLMEMİŞ GELECEĞİN BİÇİMLENMESİ İÇİNDİ SAMİR AMİN,1,kitap,35,KOBANÊ BİZİMDİR BİZ KOBANÊ’YİZ,1,KOLEKTİF BİR DEVLET CİNAYETİ: HRANT DİNK,1,komünizm,4,kriz,49,KRİZ SAVAŞ VE İŞÇİ SINIFI ÜZERİNE GÖRÜŞLER,1,KRİZDEN İNSAN MANZARALARI[*],1,KÜLTÜR “YERLİ VE MİLLİ” MİDİR?YA DA NEDİR,1,kültür sanat,29,KÜRESEL KÜLTÜR” MÜ,1,kürt sorunu,1,laiklik,1,LAİKLİK Mİ HANGİSİ,1,latin amerika,11,LATİN AMERİKA: SAĞIN GERİ DÖNÜŞÜ - 1/ BREZİLYA ÖRNEĞİ,1,LATİN AMERİKA: SAĞIN GERİ DÖNÜŞÜ-2/ PARAGUAY: “TEKNİK DARBE,1,LATİN AMERİKA’DA BARIŞ SÜREÇLERİ,1,LATİN AMERİKA’DAN “BARIŞ SÜREÇLERİ”: EL SALVADOR ÖRNEĞİ,1,LATİN AMERİKA’NIN DESAPARECIDO’LARI,1,leninizm,2,LÜZUM” ÜZERE: BİR KEZ DAHA İSTANBUL SEÇİMİ,1,MAĞLUP MU DENİR ŞİMDİ ONLARA?,1,MARKSİST-LENİNİST ROMAN YAZARI : VEDAT TÜRKALİ,1,marksizm,5,MARKSİZM + V. İ. LENİN = EKİM DEVRİMİ (NOTLARI),1,MARKSİZM AİLE AŞK CİNSELLİK ÜZERİNE SÖYLEŞİ,1,MARKSİZM VE KADIN ÜZERİNE,1,Marksizm ve Kadın: Emek Aşk Aile,3,MARKSİZM VE KADINLARIN KURTULUŞU,1,MARX’IN DÜŞÜNCE DÜNYASINA BİR SEYAHAT: ETNOLOJİ DEFTERLERİ,1,MARX’TAN ÖĞRENEN BİR ÇUKUROVALI: OKTAY ETİMAN,1,MASKELİ FAŞİZM: “POPÜLİST AŞIRI SAĞ,1,medya,1,MEVTAYI İYİ BİLMEZDİK,1,milliyetci,2,mizah,2,MURAT’IN DÜŞÜ LAMBORGHİNİLER VE DÜNYAYI DEĞİŞTİREBİLMEK,1,mücadele,12,MÜCADELE BOYU BİR YAŞAM: SCHAFIK JORGE HANDAL,1,MÜCADELEYE DEVAM”[1] “BU DAHA BAŞLANGIÇ,1,NE OLDU O “İMTİYAZSIZ SINIFSIZ KAYNAŞMIŞ KİTLE”YE,1,NEO-FAŞİZM(LER) “FEMİNİST” Mİ,1,NEO-LİBERAL TÜRKİYE’DE MUHAFAZAKÂRLAŞMA/ DÜŞKÜNLEŞME DİYALEKTİĞİ,1,NEO-LİBERAL TÜRKİYE’NİN “EN ALTTAKİLER”İ: İŞÇİ SINIFI KÜRTLEŞİRKEN,1,neoliberal,9,newroz,1,NİCE ONYILLARA ‘YENİKAPI’LI YOLDAŞLAR,1,O GÜN BU ÜLKEDE. O GÜN O ALANDA,1,OĞLUM(UZ) ÖLÜMSÜZDÜR,1,ohal,4,OKTAY AĞABEY(İMİZ,1,ONLAR ÇALIP ÇIRPTIKÇA BİZ YOKSULLAŞIYORUZ,1,ORÇUN,1,ortadogu,8,ORTADOĞU’DA BİR KARABASAN: IŞİD,1,OSMANLI’YI “İHYA” ETMEK: AKP’NİN TÖRENLERİ,1,OTUZÜÇ KOR DÜŞTÜ YÜREĞİMİZE…,1,ÖFKELENİNCE ÇOK GÜZEL OLUYORSUN TÜRKİYE,1,ÖFORİNİN ORTASINDA,1,ÖĞRETTİKLERİ HATIRLATTIKLARIYLA GREİF DİRENİŞİ,1,ÖLÜMSÜZ ABİ(MİZ) OKTAY ETİMAN,1,ÖRGÜTLÜ MÜCADELE ETİĞİ VE SOSYALİST DEMOKRAS,1,öteki,25,ÖZEL MÜLKİYETİN DEVLETİN KÖKENİ ÜZERİNE,1,ÖZERKLİKÇİ ANAYASA SONRASINDA BOLİVYA DERSLERİ,1,ÖZGECAN’IN KATLİNİN AKP’YLE NE İLGİSİ VAR,1,özgeçmis,1,özgürlük,2,panel,3,PARANOYA VE MEGALOMANİNİN (“YENİ”) REJİMİ,1,PARİS KATLİAMI “BARIŞ SÜRECİ” VE HESAPLAŞMA,1,politika,11,POPÜLER KÜLTÜRE ELEŞTİREL BAKIŞLAR - KISA BİR TARİHÇE,1,protesto,2,RECEP’İN TÜRKÜ(/ŞİİR)LERİ,1,referandum,3,rejim,1,roboski,1,ROBOSKİ’NİN KANAYAN KARANFİLİ,1,röportaj,12,SAHİ “VESAYET (REJİMİ)” KALKTI MI,1,SAHİCİ OLMAK,1,savas,3,savas-baris,1,SAVAŞ ŞIDDET ÜZERINE EKONOMI-POLITIK VE ANTROPOLOJIK NOTLAR,1,SAYGI VE HAYRANLIKLA ÇHD GENEL KURULU’NA,1,secim,17,secimler,4,seçim,5,SEÇİMLERİN SONRASINDA,1,seminer,1,sempozyum,1,SEN ÇÜRÜMENİN RESMİNİ ÇİZEBİLİR MİSİN ABİDİN?YA DA MEMLEKETTEN EĞİTİM MANZARALARI,1,SEN MİSİN “BARIŞ” DİYEN,1,sibel özbudun,1,sinifsal bakis,8,SİVAS KATLİAMI O GÜN ORADA BİTMEDİ,1,siyonizm,2,SİYONİZM ANTİ-SEMİTİZM VE BİR “MUGALATA” ÜZERİNE,1,SOMA “SON” OLSUN; AMA DEĞİL,1,sosyal bilimler,4,SOSYAL BİLİMLER: BİR ŞEY YAPMALI,1,sosyalizm,10,SOYKIRIM ÜZERİNE RESMÎ SÖYLEMLER ya da T.C. SOYKIRIMI NEDEN TANIMALIDIR,1,SOYKIRIMA TANIKLIK(LAR),1,soykirim,2,söylesi,1,söyleşi,2,SÖYLEŞİ: OKURYAZARLIK ÜZERİNE,1,suriye,2,SURUÇ’UN İŞARET ETTİĞİ,1,SUSMA SUSTUKÇA SIRA SANA MUTLAKA GELECEK,1,SUSMA! SUSTUKÇA SIRA SANA GELECEK,1,SUYUN DELİ DUMRULLARI: ÖZELLEŞTİRMELER,1,SÜREKLİLEŞTİRİLEN OHAL VE,1,ŞİDDET Mİ MEŞRUİYET YİTİMİ Mİ,1,ŞİDDET NEDEN KAPİTALİZMİN “OLMAZSA OLMAZI”DIR,1,taksim,3,tanitim,11,TANTALOS’U YARATMAK,1,tarih,14,tck,2,tck301,1,temel demirer,17,tercüme,2,terör,1,TIMEO HOMINEM UNIUS LIBRI/ TEK KİTAPLI İNSANDAN KORKARIM,1,TOTALİTARYANİZMİ SOKAKTA ALT EDEBİLMEK,1,TOTALİTERLEŞMEYE İHVAN’LAŞMAYA KARŞI,1,TÖREN ULUS-DEVLET İKTİDAR[*],1,Turkey a Beauty When Angry,1,tüketim,1,Türk Akademiası: Gerçekten kadınlar için Bir Cennet mi,1,TÜRK HALKI BARIŞÇI MI,1,TÜRK(İYE) İSLÂMI’NDA KADIN OLMAK,1,türkiye,76,ULAŞ ULAŞ’TIR,1,UNUTMAYACAĞIZ UNUTTURMAYACAĞIZ: ŞAHİT OL ANKARA GARI,1,UNUTULMAMASI GEREKENLER,1,üniversite,6,ÜNİVERSİTEYİ ÖLDÜRMENİN SEKİZ YOLU (YA DA ÜNİVERSİTE PİYASAYA NASIL ENTEGRE OLUR,1,VAHŞETİN ALTERNATİFİ VAR ELBETTE,1,VAR OLANDAN KOPMAK İÇİN YEREL SEÇİM VE SORU(N)LARI,1,VENEZÜELLA VE EMPERYALİZM KONUSU,1,VESAYET REJİMİ” ÖLDÜ YAŞASIN “İLERİ DEMOKRASİ,1,video,24,VURUN “ÖTEKİ”NE,1,YA SEV YA TERKET: BİR BİAT ARACI OLARAK MOBBİNG,1,YA SOSYALİZM YA BARBARLIK,1,YANIT: OLAN VE GELEN[*],1,YARGI BAĞIMSIZLIĞI” MI DEDİNİZ,1,yasam,17,YENİ TOPLUMSAL HAREKETLER NE KADAR “YENİ”,1,yeni yil,2,YENİ YÖK YASA TASLAĞI ÜZERİNE: PİYASA ÜNİVERSİTEYİ YUTARKEN,1,YENİDEN HAYKIRABİLMEK: “YERİMİZ MUTFAK DEĞİL DÜNYA,1,YERELİ BİRLİKTE YÖNETMEK - NASIL BİR DÜNYA İSTİYORSAK ÖYLE BİR YEREL YÖNETİM,1,YILDIZLARIN GÜNCESİNİ TUTAN ADAM: CENGİZ GÜNDOĞDU,1,yök,3,yönetim,1,YÜREĞİMİZDE,1,ZAPATİSTALARIN 33. YILI: BİR DEĞERLENDİRME,1,ZEYTİNLİĞİ ZİNDAN YAPAN SİSTEMATİK ZULME DİRENENLER,1,ZİNDAN(LAR)IN TÜRKÇESİ,1,ZORUNLU BİR AÇIKLAMA (II)… VE BİR EKLEME,1,
ltr
item
sibel🍂özbudun: “Çile'nin Antropolojisi: Bir Anı, Bir Gözlem ve Bir Tahlil Girişimi[*]
“Çile'nin Antropolojisi: Bir Anı, Bir Gözlem ve Bir Tahlil Girişimi[*]
sibel🍂özbudun
https://sibelozbudun.blogspot.com/2013/07/cilenin-antropolojisi-bir-bir-gozlem-ve.html
https://sibelozbudun.blogspot.com/
https://sibelozbudun.blogspot.com/
https://sibelozbudun.blogspot.com/2013/07/cilenin-antropolojisi-bir-bir-gozlem-ve.html
true
1739006321341950428
UTF-8
Loaded All Posts Not found any posts Diger daha fazla Yanıtla Cancel reply Sil Ana Sayfa Sayfa Posta Hepsini Gör BUNA BENZER Etiket Arsiv Ara Bütün Yayinlar İsteğiniz gönderi bulunamadı Ana Sayfaya Dön Sunday Monday Tuesday Wednesday Thursday Friday Saturday Paz Pts Sal Car Per Cum Cmt January February March April May June July August September October November December Oca Sub Mar Nis May Haz Tem Agu Eyl Eki Kas Ara simdi 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago Followers Follow THIS CONTENT IS PREMIUM Please share to unlock Copy All Code Select All Code All codes were copied to your clipboard Can not copy the codes / texts, please press [CTRL]+[C] (or CMD+C with Mac) to copy